13 Haziran 2014 Cuma

Tetris

           Yüzüm dışındaki bütün azalarım kızarma karakterine sahip. Mesela gözlerim. Ben mahcubiyet havasını içime çekemediğim için gözlerimi zor durumda bıraktım.Her an yeni cezalarla cezalandırılacak suçlara sahibim. Kızarıklarım açık büfe olarak pazarlandı, unutulacak sergiler arasında.Birbirlerine bağırıyorlar köpekler sokakta.Aklımın ucundan mesajlar geçiyor. Uyuma ölelim.Sen o kavun kokan bahçelerin böceği. Yürü yaprakların üzerinde, üzerine gökyüzünden bir haber gelmedikçe. Deneme kendinden fazlasını yanına almayı.Söyleme böyle. Tamam dur. Ezanın uykudan hayırlıdır yerinden yazıyorum şu an size ey insanlar.İhraç fazlasıyım ben, çünkü evimin karıncaları duymuyor küfürlerimi. Babasının tekmeleyerek sabah namazına uyandırdığı adamlarla arkadaş oldum. Arkadaş. Ne kadar itici bir kelime.İlkokulda o herkesin bildiği resim,yani; güneş,dağ,nehir ve bacası tüten evden oluşan bir resim.O resimde, o güzel güneşli günde bu baca neden tütüyor lan diyen birine aşık olmuştum.
         Ortaya karışık putlar yaratmışsınız ben uyurken. Çirkinlik damlıyor fotoğraflardan. İdrar yolu ile dışarı atılan zehirler. Bahar bitmişti ve artık hiçbir erotik hikaye duymak istemiyordu kediler.Yabancı ezgiler geliyor kulaklarıma ben istemeden.Ben kokunun karadan nasıl yürüdüğünü bilen birisiyim. Parmaklarımın arasında dolanan dumanın o sahte gülüşünü de.Bir ikindi uyanışı bu.İçinde yürürken sallanan evlerin çocukluğu. Bir baba beklentisinde ölmek. Eğer düzelecekse bütün geometri kuralları, eğilip bükülsün isterim hatıralarım.Fakat değişmeyecekse hiçbir imla kuralı bırakın bende böyle tazelensin hafızalarım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder