Çemredim kollarımı daha kendiliğinden çemrilmiş hazır gömlekler çıkmamışken. O gömleklerde fena havalıydı hani.Ben de havalıydım bir zamanlar daha kaybetmemişken gençliğimi. Gençlik derken bıyık sakal değil, bıyık sakalın tamir edemediği gençliğimiz.Çocukken ceviz ağacımız vardı köyde, hala var.Neyse konu bu değil, o cevizler yeni olmuşken, daha taze iken, içi bembeyazdır ve taptazedir. Hatta cevizi kırıp açtıktan sonra bir daha ince sarı bir kabuğu vardır onu da soyarsınız.O cevizi ilk defa kırarken yeşil taze kabuğu elinizi yeşile boyar, sonra o yeşil siyah olur ve elden lekesi uzun süre çıkmaz. Yaz tatilinin ardından okullar açılınca şehre dönerdik. Ellerimiz hala siyah. Okuldaki çocuklar köylü demesinler diye hep saklardık ellerimizi. Bu yüzden öğretmenlerimden fırça yediğimi bile biliyorum. Öküzlüğü, modernizmi görüyor musunuz?
İşte böyle kaybettim gençliğimi. Ellerimde siyah ceviz lekesi kalmıyor artık. Cevizi tazeyken de yiyemiyorum artık. O lüksümü bile kaybettim. Lüks arayacak lükse de sahip değilim. Elimden kayıp gitti tüm ceviz lekeleri ile beraber. Gel kurtarıcım ol, yeniden ceviz lekesi sür ellerime. Kimsenin yüzme bilmediği bir denizde boğulmaktan son anda kurtar beni. Bir daha boğulmayayım şehirde, kalmayalım.
Alkış sesleri ile bölünsün istiyorum konuşmam. Takvam da arşı delsin istiyorum ama klavyem izin vermiyor.Keşke diğer köylü çocukları benden ayrı tutabilsem. Sorumluluk. Keşke "gam"larımı aldırabilsem.Çocukken aldırmalıymışım, büyüyünce zor oluyormuş.Kuruyum, yanımda yaşlar yanıyor. Gençliğimi cevizin lekesinde bıraktım, vestiyer doluydu...
2 Kasım 2014 Pazar
Kimliği Belirlenen Ölüler
"Allah bize dua etsin" dedi bugün
bizim ufaklık. Cam kavanozda sakladığım delikanlılığımı sana çarpıp
düşürdüm.İpek kravatlarım vardı, haramdan ipliklerim. Saklayamadım ciğerime
çektiğim hiçbir bulutu.Sütten ağzım yanmadı ama yoğurda üflemeli çalgı
muamelesi de yapmadım. Tişörtümü çuval yapıp, içinde biriktirdiğim
karakterlerimi sana yetiştiremeden düştüm merdivenden.Elif ba'yı okumadan
geçtim Kuran'a. Hiçbir sezon sonu indirimini hak etmedim.Jeneriklik gollerin
tekrarını göremedim. Keşke bende çöpte Dostoyevski bulsaydım,gerek kalmazdı
belki tasvirleri arşınlamaya. Hasretinden kramponlar eskittim.İncindi naif yüreğim.
Ben aslında çok duygusal yazacaktım.
Konumuma erişmek isteyenler oldu izin vermedim. Başladığım işi hep yarım
bırakırım, yarım bırakmak benim karakterimdir. Ev baklavası elbette daha
lezzetlidir ama doğal olan hiçbir şeyi sevmem.Ben anlaşılmamaya alışığım. Anlaşılmaya da alışığım. Sana çok şey saklamak istedim. Sakladım da ama buldular. Çözülmesi gereken bir problem olsaydım. Benim kaç yaşıma gelmeme daha kaç yaş var biliyor musunuz siz? Bana dün lazımdı bugünkü aklım. Biriktirdiğim sakladığım ne varsa sana gelmeden bittiler. Sana dediysem sana seslenmiyorum. Kapkara bir gün geçirdim soran olmadı. Ağıtlardan uçurtma yaptılar anneler, kan bereketti her düşen toprağa. Hep veresiye satan oldum ben.
Küstürdüm deri ceket giyen gençleri. Kalpleri aynı ritmle atan gençleri İnançları ve idealleri uğrunda fedakarlık yapanlar. Kaldı mı onlardan sahi?
İnsanoğlu ve Al Pacino iyi yerde kesişmişler. Kaliteli ölümlerin sahibi insanoğlu. Ölümler. Kaliteli ölümler. Kapkara bir gün geçirdim. Çok yoruldum. Bu kadar samimiyetsizlik yeter ulan! Zaman her zamankinden iki katı daha hızlı akarken, yerde ölme git kanepede öl kardeşim.