29 Eylül 2014 Pazartesi

Sabah Şehre Henüz Kamyonlar Girerken

          En başındayım senin.
          Elektrik direkleri toprağın ölümüdür.Pili bitiyor dünyanın artık. Karma çiçeklerimin içinde kayboluyor manolyalar. Piçler yarım kalıyorlar. Yarım yamalak. Çiçekler üzülmüyorlar, çocuklar üzerlerinde top oynayınca.
          Zaten kimsenin kaybedecek bir şeyi kalmadı ama gene de soruyorum ben, şaşılacak bir şey kaldı mı? Ne olsa şaşırırsınız mesela? Ne şaşırtabilir sizi? Şaşırma duygusu kaldı mı, şaşırmak, Ya Rabbi ... Şaşıramıyoruz. Şaşıramadığımız bir dünyada yaşamaya çalışıyoruz.
        Mevsim normallerinin üzerindeyim bugün. Teşekkürlerim borç olarak birikti. Sahte Amerikan filmlerindeki son saniye ile kazanılan bir üçlüğe  ihtiyacım var.Hayvanların, Rumların,Esnafların sekiz köşe şapkaların zaaflarında bulabilirsiniz beni.Hah! Bu zaaf, zaaf bu. Ben böyle olunca bana yardım mı etmek istiyorsunuz? O zaman bana yardım etmeyi bırakın.
       Ihlamurların neden açmadığını da biliyorum  Baudelaire ve Poe'nun can sıkıntısını da. Bilmiyorlar benim sıkıntımın tarlalar sürdüğünü.Sömürgesi olduğum tahtalardan koltuk yaptılar sözlerime. Mühürlenecek kalplerin sıralı listesini buldum.Karakterleriniz de değiştiriyor tabi elbise değiştirirken.Benim hevesim kursağıma yuva yapmışken, başka hiçbir kuş konamaz o yuvaya. Çünkü İsa'dan bir şey kalmadı bana. Tüm intiharları durduracak bir planım vardı, sonra "e" harfine yaslanıp uyudum." Uyanmalıydım,  yeniden, bütün gölgeleri keşfetmek gerekirdi. Bileklerine mani oluyordu ay parçaları.Bıraktım. Bıraktım tabiattan çekilen elleri. Sevabına işledim deftere tüm yenilgilerimi. Şimdi ne yazsam olmuyor şu kısacık ömre,art arda gelen teyzelerden birinin bastonuna yetişmeliyim. Sevabına işlemeliyim tüm yenilgilerimi deftere.Tüm kapılar kapansın. Ben böyle olunca bana yardım mı etmek istiyorsunuz? O zaman bana yardım etmeyi bırakın.

2 yorum: