17 Kasım 2013 Pazar

Elbet Bir Gün Fall To Pieces

                 Bugün projemi aldım. Sanırım üniversiteyi bitiriyorum. Belki de bitmeyecek. Umrumda da değil. Şivan Perwer Diyarbakır güzel örümcek ağı. Sevgilim ne zaman buluşuyoruz? Ne zaman yer bildirimi yapmaya kalksam taklalı güvercinler aklıma gelir. Ben seni hiç taslaklara kaydetmedim ki.
                Evimde üç tane ayım var. Elli kuruş atıp kazanmıştım makineden. Gene de isyan etmediler. Bim' den aldığım hazır salep içiyorum tadı bok gibi. Böyle bir roman havası olsa da oynasak diyorum çatır çutur varoluş sancılarımıza derman olsa. Gelecek kaygısını tereyağı ile kavurunca harika oluyor. Teyzemde Teoman'ın "17" adlı kaseti vardı yadıma düştü birden.
                Hayat ve ölüm arasında bir denge var. O dengeyi manevi bakış açısıyla yorumlayınca hep bir kasvet oluyor içimde. Aynı dengeyi materyalist kafayla kurmaya çalışıyorum hep bir eksiklik oluyor. Bu denge beni  yoruyor. Bu denge acıtıyor. Bu denge beni sikiyor. Ağzıma alıyorum bu dengeyi. Bu dengenin ve tüm dengelerin zulümlere ait bir dekor olduğunu düşünüyorum. Kurbağa sikko bir öpüşle prens oluyor aklınız alıyor mu bunu? Benim de aklım bu dengeyi almıyor işte. Benim bir yanım yaprak dökmüyorum her yanım yaprak döküyor. Güzel dostlarım var ama bana ait değiller. Orospu çocuklarını piyasadan çeksek işsizlik problemi biter. Hayatın skalası çok hızlı abi çok hızlı. Her zamankinden sonsuz kat daha hızlı dönüyor dünyanın tekerleri. Her zamankinden daha fazla giriyor bir yerlerimize. Yaz saati uygulamasına dönsek de ömürlerimizi bir ömür ileri alsak..

                                     

                            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder